Allianz sigortanın farklı renklerde ince 6 adet defteri evimize geldi, sanırım kız kardeşim bir üniversite etkiliğinde aldı. O defterlere farklı konularda 2018'den beri yazılar yazarım. Burada yazdıklarımda o küçük deftere yazdığım yazılarımın bir bölümü olacak.
Deftere 'yardımcı pilot' demiştim, hem aynı defterler arasında onu bulmanın kolay olması için hem de hayat yolunda bana yönümü bulmada destek olması için. Yazdığım her yazı beni geliştirdi, zaman geçtikçe her yazımı yüzümde bir tebessümle okudum ve kendimi tüm düşüncelerimle sevmeyi öğrendim. Umarım sizde de benzer duyguları yaratabilirim
Finansal okuryazarlığım geliştikçe maddiyatla ilgili bazı kavramların anlamları benim için değişti. Bunların başında 'zengin' ve 'varlıklı' ayrımı oldu. Benim için varlıklı olmak banka hesabında para, portföyünde hisse ve finansal varlık bulunması ile oluyor, zenginlik ise yalnızca yüksek gelirli olunması. Varlıklının 10 Milyon TL'lik portföyü varken zenginin aylık 100.000 TL geliri oluyor ve bu gelir çalıştığı işten geliyor. Tabii ki bu iki durum aynı anda olabilir, amacım kavramları netleştirmek. Kavramları düşündüğünüzde aslında sizler de etrafınızdaki varlıklı ve zenginleri fark edebilirsiniz. Zenginin yeni montunu, yeni çantasını ya da yeni Apple watchunu fark edersiniz, varlıklıda ise bu farkındalık objesel gösteriş daha azdır.
Yıllar içinde birçok varlıklıyla tanışma, konuşma hatta arkadaşlık yapma şansım oldu, asla varlıklılara karşı bir nefret&kıskançlık yok aksine onların yaşam stilleri, karar mekanizmaları ve zihin yapılarını öğrenip kendimi geliştirmeye çalışırım. Zaman içerisinde bu benim için bir prensibe dönüştü ve kendime notlar almaya başladım.Yaşımın da büyük olmaması sebebiyle bu zamana kadar yakından tanıma fırsatım olan zenginler genellikle son 1-2 kuşakları ile maddi rahatlığa sahip olan kişiler oldu. Bu sebeple notlarımı hem bu çerçevede hem de kendi bakış açı süzegecimden geçtiğini baştan söylemek isterim.
Varlıklıdan Öğrendiklerim
Varlıklı para konuşmaktan çekinmiyor, parayı yüceltmiyor,
En fazla dikkatimi çeken bu alan olmuştu. Orta direk bir ailede yetiştim ve ailemle para konuşmazdık, para konuşmak ayıptı. Hatta babam ve annemin para konusu açıldığında rahatsızlıklaırnı görebiliyordum. Zaman ilerledikçe arkadaş çevremde de benzer bir durum olduğunu gördüm. Varlıklı ise tam aksine para konuşur, onu basit bir meta haline getirir. Buda parayla ilgili kararlarda bi tarafın çok rahat olmasına imkan sağlarken diğer tarafın da para konusunda gergin olmasına neden oluyor. Para konuşun, paradan çekinmeyin, onu bir hedef değil araç gibi görün.
Varlıklı için 'çok para' ve 'az para' olmuyor, miktar oluyor.
Başınıza gelmiştir lüks bir araba ya da ev görünce onun için 'kim bilir kaç para?' ya da 'çok paradır' diyen olur. İşte tam olarak varlıklı burada çok ya da az demiyor, miktarı belirtiyor. Beyin ona ne dersek kendini o şekilde programlıyor, varlıklı ona 'çok' diyerek yüksek seviyeye koymuyor, sayısal zemine getirerek işi sayılara bırakıyor. Son yıllarda en çok dikkat ettiğim zihinsel değişimim bu alanda oldu, artık kendime hedef koyarken az ya da çok demeden miktarı belirtmeye çalışıyorum. 'Oraya gitmeyelim, kokteylleri pahalı!' denildiğinde ilk sorum 'tam olarak ne kadar?' oluyor. Az ya da çok deme, fiyatını öğren.
Varlıklı yediği yiyeceklerin etkisinin farkında, bedenine aldığı gıdalarda seçici oluyor.
Burada kendime ilk tepkim genellikle 'e para olunca sağlıklı yersin tabii' oluyor. Ancak sakin düşününce bu durumun iki yanı olduğunu, vücuduna aldığın gıdalar kadar almadığın gıdaların da önemli olduğunu fark ettim. Zengin meyvesini yiyor, vitamini alıyor, marketten cipsi ve çikolatayı market sepetine doldurmuyor. Bunların tamamen maddiyatla ilgili olduğunu düşünüyorsanız sizden ricam kısa önce ucuzluk marketine sonrasında carrefoursa gurmeye gidin. Fiyatlara odaklanmadan alışveriş sepetlerindeki ürün türlerine bakın, farkı göreceksiniz. Maddiyatınız el verdiğince iyi gıdaları tüketin.
Varlıklı bedenine iyi bakıyor, bunu zaman ve maddiyat rahatlığıyla yapabiliyor.
Kendi içimde en zor aşabildiğim madde bu oldu. Günde 8-10 saat arası işte olup, 8 saat uyuyup nasıl kendime iyi bakabilirdim. Varlıklı gün içinde iyi bir spor salonuna gidip evindeki saunada kendine bakarken, kendi hayat imkan ve sorumluluklarımla ben nasıl bunu başarabilirdim? Hayattaki ilk prensibim olan 'yapman gerekeni yap' diyerek bu konuda elimden geldiğince ilerledim. Uyku kalitemi arttırmak için odama kalın siyah perde aldım, yastığımı ortopedik yastıkla değiştirdim, spor salonuna yazıldım, arkadaşımın sitesindeki saunayı kullandım. Sigarayı,şekeri ve meşrubatları içmeyi bıraktım. Elimden geldiğince yürüyüş yaptım, ayakkabılarım için ortopedik tabalık aldım. Bunlar gibi bir çok değişikliğin bana iyi geldiği görünce, daha fazla dikkat ettim, daha fazla dikkat ettikçe hayat kalitem daha fazla arttı. Finansal varlıklara olduğu kadar kendi bedenine de yatırım yap.
Varlıklı zamanını daha iyi yönetebiliyor.
Yine aslında maddiyatla alakalı ve sadece maddiyatla çözülebileceğini düşündüğüm bir maddeydi. Varlıklının ya işi rahat ya da işe gitmiyor. Rahat olan işine de giderse arabasıyla gidiyor, tabii ki zamanı olacak diyip geçmem gerekiyordu. Ancak etkimin olabileceği alanlara bakınca ufak da olsa değişimleri yapabildim. Kendi açımdan ilk olarak televizyon ve dizi&film izleme zamanıma odaklandım. Hayatımdan TV'yi tamamen çıkarttım (masterchef hariç, o benim için ayrı :D ), dizi ve film konusunda daha seçiçi oldum. İşime yakın eve taşınana kadar yolda ya kitap okudum ya da podcast dinledim. Neredeyse her yerde görebileceğiniz bu madde gerçekten işe yarıyor. Uyku saatlerimi düzenlemeye çalıştım, pandemiye kadar bunu başarmış olsamda pandemiden sonra bu konuda biraz başarısızım. Bunlar gibi küçük ancak çokça değişiklik yaparak zamanımı iyi yönetmeyi öğreniyorum. Bu uzun bir yol ancak başaracağım. Zenginin de fakirinde bir günde 24 saati var, zaman en değerli varlık, onu iyi yönetmeyi öğren.
Varlıklı sürekli yatırım yapıyor, sürekli.
Kanye Westi'n doğum gününde eşine hediye olarak hisse senedi alması bu konuda benim için en üst seviye olmuştu, merak edenler için link. Bende zaman ilerledikçe banka hesabımdaki ya da cebimdeki para yerine yatırımlarıma güvendim, güvendikçe yatırıma devam ettim. Yatırıma devam!
Varlıklı hesaplanabilir riskler alıyor.
Risk almanın aslında hesaplanabilir bir durum olduğu fark etmem zaman aldı. Herkes satarken hisse almak, yüksek enflasyon olacağını görüp kredi çekmek, vb. hareketleri yapmanın hesaplanabilir riskler olduğunu gördükçe bu konuda daha fazla vakit harcadım. İkinci maddemin de aslında bu maddeyle alakası var, varlıklı maddiyatla ilgili duruma az-çok demeden sayısal bakıyor, sayısal riski hesaplayıp adım atma cesaretine sahip olabiliyor. Bu madde için benim adıma dönüm noktası 10 Mart 2020 olmuştu. Pandemi daha başlamamış, insanları korku sarmış ve borsada herkes satıyordu. Gelir-gider planımı çıkarttım, kredi oranlarına baktım, iş&maaş güvenliğimi hesapladım ve bankadan kredi çektim. Çektiğim kredi ile hisse alıp yaklaşık 1 sene içerisinde hatrı sayılır bir kar elde etmiştim. Bundan sonra da hesaplanabilir riskler almaktan korkmadım, hepsinde başarılı olmadım ancak geriye dönüp baktığımda her aldığım riski sayısal ve mantıksal olarak açıklayabildiğimi gördüm.
Adana-2022