Başkaları İçin Yaşamak

Allianz sigortanın farklı renklerde ince 6 adet defteri evimize geldi, sanırım kız kardeşim bir üniversite etkiliğinde aldı. O defterlere farklı konularda 2018'den beri yazılar yazarım. Burada yazdıklarımda o küçük deftere yazdığım yazılarımın bir bölümü olacak. 

Deftere 'yardımcı pilot' demiştim, hem aynı defterler arasında onu bulmanın kolay olması için hem de hayat yolunda bana yönümü bulmada destek olması için.  Yazdığım her yazı beni geliştirdi, zaman geçtikçe her yazımı yüzümde bir tebessümle okudum ve kendimi tüm düşüncelerimle sevmeyi öğrendim. Umarım sizde de benzer duyguları yaratabilirim

Hayat koşturmacasından çıkıp, derin bir nefes alıp etrafımızdaki insanlara dikkatli bakarsak çoğunun başkaları için yaşadığını fark edeceğiz. Belki bu sürekli olmayacak ancak çoğu davranış buna hizmet edecek.

Başkalarının onaylaması için söylemek, başkalarından katılım bekleyerek hareket etmek, başkaları tarafından sevilmek, başkaları tarafından dinlenmek... Liste uzar gider, bunlar sadece bir bölümü.

Kıyas ve sonuçları başkaları görmezse sanki gerçekliklerini kaybedecekler gibi anlatıyorlar.

Neden başkaları için yaşıyoruz? Yaşanılan deneyimi bizzat hissetmemiz neden yeterli olmuyor? O deneyim bize bir şey katsa ve bunu başkaları bilmese, katkısı yok mu sayılacak? Yoksa aslında gidilen etkiler kendimiz için değil de başkalarına kendimizi göstermek için mi?

Başkalarına göstererek/anlatarak sanki büyük bir grubun içinde olduğumu hissediyoruz, fantazi odaklı bir güven hissi yaratıyoruz kendimize. Bu sayede yalnızlıktan da uzaklaşıyoruz. Aslından yalnızlıktan kaçıp suni bir kalabalığın içine giriyoruz. Çok konuşuyor, az dinliyoruz. Mavi görüldü işareti almak için tüm çabamız. Kendimizden kaçıyoruz, farkında değiliz.

Düzen bu şekilde işliyor gibi, dışına çıkıldığında da yalnızlık hissiyatına bürünüyoruz. Hissiyat çünkü hisle yaşanılan gerçeklik arasında fark var. 

Kendin için yaşa, kimse geriye baktığıda paylaşamadıkları için pişman olmayacak ancak yaşamadıkları için pişman olacak.

Kendime Not: İnsan sosyal bir varlık, doğası gereği sürekli iletişim ihtiyacı olacak. Başarmanın bir bölümü de algılanan çevrede en iyi olmak değil mi? Bu ikisi de birleşmesiyle de doğal olarak her başarı bir tanığa muhtaç. Kimse görmezse, görülen de yoktur. Kitlelerle dozunda paylaşım 'farkındalık' yaratabilir mi?  Sonuçta havadisi yoksa isanın yeri tarih değil tımarhanedir.


2019- Fatih

Instagram Twitter LinkedIn